Şampiyonluktaki rakibi
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]üst üste İngiltere Premier Ligi’nden oyuncu alır, bu transferler
televizyonlarda canlı yayınlanıp gazetelerde manşet olurken,
Fenerbahçe’nin sadece Gökhan Ünal’ı almakla yetinmesi, eleştirilere yol
açmıştı. Camiada herkes, Galatasaray’ın gücüne güç kattığını düşünüp,
Başkan Aziz Yıldırım’dan bu hamleye karşılık vermesini bekliyordu.
Bekleneni değil, beklenmeyeni yaptıAziz Yıldırım, hamleye karşılık verdi vermesine ama herkesin
beklentisinin aksine, transfer yaparak değil, yapmayarak. Müthiş bir
strateji izleyen
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]Başkanı, başta dezavantaj gibi görünen bu durumu, büyük bir avantaja
çevirmeyi başardı. Bunu da futbolcularındaki kapasiteyi ortaya
çıkararak yaptı. “Kimseyi almayacağız” dedi öncelikle ve bunu, “Çünkü
çok kaliteli oyunculara sahibiz.
Bir yandan överken, diğer yandan uyardıBu takım, kapasitesinin yüzde 80’iyle oynasın, rahat şampiyon olur”
sözleriyle açıkladı. Bu sözler, Sarı-Lacivertli futbolcular için hem
büyük bir övgü hem de gerçek kapasitelerini ortaya koymaları yönünde
bir uyarıydı. Yıldırım, bununla da yetinmedi. Bazı oyuncularıyla
birebir görüşüp, övgü dolu sözler sarfetti, onlardan beklentisini
anlattı. Örneğin Uğur Boral, Sivas maçındaki müthiş performansını,
“Başkanım, benim çok
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] bir futbolcu olduğumu ve bana güvendiğini söyledi.
Bu da benim için müthiş bir motivasyon oldu” sözleriyle açıklıyordu.
Sonuç mu? Tüm futbolcular, Başkan Yıldırım’ın işaret ettiği, “yüzde 80
kapasite”ye ulaşmak için koşuyor, mücadele ediyor, savaşıyor,
yardımlaşıyor; Bursaspor maçındaki gibi atılan her golde yumak olup
çocuklar gibi sevinerek, inançlarını ortaya koyuyordu. Taraftar da
sevmişti bu, kadrosu
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.], anlayışı yeni Fenerbahçe’yi.